Kurtuluş Savaşı'nda askeri hastane olan tarihi bina, günümüzde Olgunlaşma Enstitüsü olarak hizmet veriyor. Enstitüde 75 kadın el sanatları, giyim, üretim teknolojisi, grafik, fotoğraf ve yiyecek içecek bölümlerinde 2 yıl boyunca eğitim alarak meslek ediniyor

Konya Olgunlaşma Enstitüsü, İl Özel İdaresi tarafından restore edilen 103 yıllık tarihi binada 16-60 yaş arasındaki kadınlara giyim, nakış, grafik fotoğraf ve yiyecek içecek alanlarında 2 yıl boyunca mesleki eğitim veriyor. Konya Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Zerrin Kırtıl, " okulumuza kayıt olmak için en az ortaokul seviyesi bir diploma gerekmektedir. Lise ve Yüksekokul mezunu olanlar okulumuzdan aldıkları Olgunlaşma bitirme belgesiyle, denklik programından faydalanarak görevlendirilen Kız Meslek Lisesi kanalıyla meslek lisesi diplomasına sahip olabiliyorlar. Böylelikle iş bulmaları kolaylaşıyor, hatta iş yeri açma belgesi ile kendi iş yerlerini açabiliyorlar"dedi.

TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN
Üniversiteyi kazanamayan genç kızları Konya Olgunlaşma Enstitüsü'nde eğitim almaya beklediğini dile getiren Zerrin Kırtıl, "Bizim misyonumuz sektörün ihtiyacı olan ara eleman sıkıntısının giderilmesi ve bunun yanı sıra üniversiteyi kazanamayan gençlere, evde boş oturan kadınlara mesleki eğitim vererek kendisine güvenen, ülke ve aile ekonomisine katkıda bulunan, tüketen değil üreten kadın yetiştirmektir" diye konuştu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Meslek Yüksek Okulu El Sanatları Bölümü'nden 2008'de mezun olduktan sonra iş bulamayan 23 yaşındaki Sevim Bacak, "Üniversite eğitimi aldıktan sonra kendimi biraz daha geliştirmek istedim ve Konya Olgunlaşma Enstitüsü'nde eğitime başladım. 2 yıl sonra sertifikamı alıp burada usta öğretici olarak göreve başlayarak bir iş sahibi oldum" şeklinde konuştu. Enstitüde mesleki eğitimin yanı sıra Konya ve Selçuklu kültürüne de yeniden hayat verildiğini belirten Kırtıl, "Enstitü bünyesinde bulunan araştırma bölümünde Konya ve civarındaki Selçuklu mimari örnekleri, kaybolmuş, kaybolmaya yüz tutmuş ve halen ayakta kalmaya çabalayan geleneksel kültürümüz, sandıklardan çıkartılan eşyalar, okul bünyesindeki atölyelerde öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz tarafından aslına uygun bir şekilde yeniden hayat buluyor. Böylelikle kaybolmaya yüz tutmuş olan kültür miraslarımızı gün yüzüne çıkartarak onların devamlılığını sağlamış oluyoruz "dedi.