Meslek Okulu

Hukukçu-tarihçi-edebiyatçı, tahlil ve terkip sahibi yazarlarımızdan Dr. Mehmed Niyazi Bey, "Bir açılış töreni" başlıklı makalesinde şunları yazıyor:

"Yeni ders yılının başlaması münasebetiyle, mikrofonun başına geçen rektörü dinlemek için, genç öğretim üyesi elindeki kitabı kapattı. Ludwig Feurbach'ın, Berlin Üniversitesi'nden 1824'te babasına yazdığı mektuptaki, 'Dünyanın hiçbir üniversitesinde böylesine çalışkanlık, böylesine bir hakikat arayışı, böylesine bir gayret, böylesine bir sükûn ve sessizlik yoktur' cümlesi, ona gerçekten tesir etmişti. Çünkü bu cümle, Almanya'nın dev endüstrisinin âdeta ayak sesiydi.

'Geride bıraktığımız yılda üniversitemizde neler yapıldığını, yeni yıl içinde neler planlandığını öğreneceğiz?' umuduyla koltuğuna yaslandı. 'Üniversite bünyesinde kaç doktora tezi yazıldığını, üniversiteye mensup öğretim üyelerinden beynelmilel ilim dergilerinde kaç makale yayımlandığını, geçen yıllarla mukayasesini, mesafe alınmışsa sebeplerini, alınmamışsa nasıl tedbirler düşünüldüğünü...' merakla beklerken rektör konuşmaya başladı:

'Bu memlekette hâinler var! Orta Çağ'ın karanlıklarından kurtulmanın zamanı gelmiştir. Kafalarına balyoz gibi ineceğiz!..'
Söz, kasaba politikacısının üslûbuyla sürüp giderken, genç öğretim üyesi, 'Acaba yanlış yere mi geldim?' şüphesiyle gözlerini çevrede gezdirdi. Cübbeli insanların pürdikkat dinlediklerini görünce, yanlış yere gelmediğini anladı....
... Genç öğretim üyesi dışarıya çıkmak için ayağa kalkmak istediğinde, rektör hâlâ memleketin nasıl kurtarılacağına dair bir şeyler söylüyordu. Kapıya doğru yürürken gene düşüncelere daldı: 'Bir ilim insanının günlük politikadan söz etmesi, fizik ilminin İncil'den çıktığını isbat etmeye çalışan papazın işine benzer. Hepimiz işimizi yapmalıyız. Üniversitenin kürsüsünü işgâl eden, ilim ehli olmalı. Onun ilim âlemindeki meslektaşlarından geriliği, geriliğimizin gerçek sebebidir. Herkes mesleğinin mes'ûliyetini taşımalıdır. Gerisi boş lâf... Ey Rabb'im, 177 yıl önce Feurbach'ın okuduğu üniversiteye ülkemizde ne zaman kavuşacağız?"